"KAPPADOKIA" ADI VE ANLAMI HAKKINDA

("Güzel Atlar Yurdu" mu yoksa "Papak Köy" mü?)


Yazan : POLAT KAYA
 



Hürriyet Gazetesinin yakin geçmiste "Türkiyede On Harika" degerlendirmesinde KAPADOKYA'nin bir doga harikasi oldugu yorumlamasi yapiliyordu. 

 



 

Kappadokia'dan ("PAPAK KÖY" den) bir görüntü

( http://fotogaleri.hurriyet.com.tr/GaleriDetay.aspx?cid=4594&p=1&rid=2 )

"PAPAK KÖY" (Kappadokia) den baska bir görüntü için su adresi tiklayin: 

( http://www.treknature.com/gallery/Middle_East/Turkey/Central_Anatolia/Nevsehir/Kappadokia/photo20347.htm )



 

Anadolunun dogal bir harika bölgesi olan "Kappadokya", usta bir heykeltrasin tasini isledigi gibi, doga güclerinin etkisi altinda islenmis ve sonunda birbirine benzeyen ilginç görünüslü tepeciklerle süslü bir yöre haline gelmistir.  Günümüzde onlar "peri bacalari" adi ile de bilinmektedir. 

Öyle ki bu tepecikler baslarina sivri "kapaklar" veya "papaklar" giyinmis insanlari andirmaktadirlar. Yukaridaki resimler bu görünüsü fazlasiyla kanitlamaktadirlar. Ayrica insanlar, bilhassa bu tepecikler içine oyduklari magaramsi evlerde (öylerde) yasamislar ve bazi dini tapinaklar da gelistirmislerdir.  Böylece bu doga harikasi geçmiste bazi toplumlari içinde barindiran bir "köy" gibi kullanilmistir. 

Wikipedia da verilen bilgilere göre, yörenin adi M. Ö. 6ci asirdan beri çesitli kaynaklarda biliniyormus. [
http://en.wikipedia.org/wiki/Cappadocia ]  Söylendigine göre yörenin adi Farsca "KATPATUKA" imis ve yine söylendigine göre "Güzel Atlar ülkesi" anlaminda imis. Her ne kadar bu adin içinde Türkçe "KUT AT" ('kutsal at" anlamli olabilecek bir Türkçe degimi bulabiliyorsak da Kapadokya için "Güzel Atlar ülkesi" tanimlamasi pek inandirici degildir. Üstelik, adin aslinin "Farsca" olmadigi da ayni kaynakta özellikle bildirilmektedir. 

Diger taraftan KATPATUKA adi harf-be-harf "KAPAKTU-AT" seklinde dizilip Türkce olarak okundugunda adin Türkçe "KAPAKTU ADU" (ADI KAPAKDI) ifadesi oldugu görülüyor.  Bu tanimlamalarla bu eski tepeciklerin baslarindaki sivri külahlarin yerli halk tarafindan "KAPAK" yahut "PAPAK" olarak bilinebilecegi olasiligi çikiyor karsimiza. Bu tezin dogrulugu yerli haklarin Türkçe dilli oldugunu isaretler. Ayrica bu durum "Pers" dilinin de Türkçeden anagram yollu yapildigini gösteriyor. 


Gerçek kimligi pek belli olmayan sözde Grek tarihci HERODOTUS'a göre Kapadokyali yerli halka "Iranlilar" (Persian) deniyormus, Greklere göre Kapadokyalilar "Suriyali" yahut "Beyaz Suriyeli" imisler. "Iranli" veya "Suriyeli" olmak bu halklarin Tur/Türk/Oguz insanlari olmadigi anlamina gelmez. Zira kullanilan bu kaypak dilli ifade ile, yöre yerli insaninin gerçek kimligi inkar edilmis, onun yerine yasadiklari ülkelerin adi söylenmistir. Bu hile, gezginci Rumlar (Garacilar) ve digerleri tarafindan tarihte Türkler için hep kullanila gelmis bir dilcilik hilesidir. Maksat eski Turan dünyasini ve onun Tur/Turk/Oguz insaninin Türklük kimligini tarihten silmek gayretidir.

Gerçekde "SURIYE" adi "T" harfinin "S" harfine degistirilmesi ile "TURIYE" (TUR ÖYÜ) Türkçe ifadesinden degistirilmis bir addir. Bu sekilde degistirmeye "Caesar encryption" ("kayarci" yani harfleri 'kaydirma" yollu sifreleme) denir, [
http://en.wikipedia.org/wiki/Caesar_cipher]. "SURIYE" diye bilinen topraklar ve simdilerde Orta Dogu diye bilinen yerler, Anadolu da dahil olmak üzere, tarihte oldum olasi Tur/Türk/Oguz topraklari olmustur. Buna ragmen, bu yerlilerin dogaya verdikleri Türkçe adlar her firsatta, Rum ve diger gezginci (Garaci/Karaci) ve Türklügü tarihten silmege yeminli din adamlari tarafindan bilinçli sekildedegistirilmis ve Türklükten uzaklastirilmistir. Sözde "CAPPADOCIA" yahut "KAPPADOKIA" adi da bu degistirilen adlardan birisidir. 

Verilen bilgilere göre eskilerde bu yöreye verilen adin Latincesi CAPPADOCIA seklinde veriliyor. [Cassell's Compact Latin-English, English-Latin Dictionary, 1962, p. 37].  Adin Grekcesi de (Καππαδοκ?α) KAPPADOKIA olarak veriliyor ki yazilislari ayri olmasina ragmen iki ad biri digerinin aynidir.  Böylece bu yörenin adi en az M. Ö. birinci bin yilda bilinen bir addir. 

Simdi KAPPADOKIA adini inceleyelim. KAPPADOKIA adi harf-be-harf
 "PAPAK-KOIDA" seklinde yeniden düzenlenip Türkçe olarak okundugunda Türkçenin "PAPAK KÖYDÜ" (PAPAK KÖY IDI)  tanimlamasini buluyoruz ki bu  tanimlama ile yörenin eski adinin, yani adin degistirlmeden önceki adinin "PAPAK KÖY" oldugu ifade edilmektedir.  Bu Türkçe tanimlama Anadolunun  bu doga harikasini yüzde yüz bir dogrulukla ve de açiklikla tanimliyor.  Bu yörelerin içine girip sahte dincilik kisvesi altinda yörenin Türkçe adini degistiren çesitli uyduruk dinlere ait gezginci dinciler, belli ki kendilerine gizlice vazife edindikleri Türk dünyasini karistirma ve tarihten silme görevini (bak GENESIS 11) fazlasiyla yerine getirmislerdir.  

Ikinci bir açiklamada, KAPPADOKIA adi harf-be-harf "KAPAK-OIDA-P" seklinde incelendiginde Türkçenin "KAPAK-ÖYDÜ" (KAPAK EVDI) sözünü buluyoruz ki bu da bölgenin tepecik evlerini bir "KAPAK EV" seklinde belirliyor.  Bu tanimlama bile yörenin "kapak" seklindeki tepeciklerini ve onlarin içine oyulmus evleri (öyleri) gerçek bir sekilde tanimliyor. 

Türkçede KAPAK ve PAPAK sözcükleri sekil bakimindan birbirine benzer kavramlari ve sekilleri tanimlar. "KAPAK" kaplardaki yemek, vs yi dis etkenlerden korumak için, "PAPAK" ise insanlarin basina koruyucu 'kapak' olarak kullanilan örtülerdir. 

Bölgedeki tepe seklindeki doga heykellerini inceledigimizde onlarin hep birlikte bir "
PAPAK KÖY" oldugunu ve teker teker incelendiginde her birinin birer "KAPAK ÖY" (KAPAK EV) veya "PAPAK ÖY" oldugunu inkar edilmez bir sekilde görüyoruz. Bu açiklama gösteriyor ki gerek Latince CAPPADOCIA ve gerekse Grekce KAPPADOKIA adlari Türkçe "PAPAK KÖYDÜ" adindan degistirme yoluyla yapilmis ve "Helenlestirilmis" (Romanlastirilmis) adlardir. Ayrica bu Türkçe adin "Güzel Atlar Ülkesi" tanimlamasi ile hele hiç bir ilgisi yoktur.  Böylece Perslere atfedilen bu ad da tamamen uyduruk bir tanimlamadir. Bunlardan daha önemlisi Anadolunun her tarafinda oldugu gibi, burada da bu adi veren yerli halkin Türkçe dilli olduklarinin inkar edilmez delilidir.  Belli ki birileri Türkün tarihini büyük bir hile ve ustalikla degistirmis ve Tur/Türk/Oguz insanini hem Anadoludan ve hem de tarihten silmistir.  

Bütün dillerini, Türkçeden asirdiklari kavram tanimlamalarini kirip-yeniden düzenleme yoluyla ürettikleri sözcüklerden olusturan, eski zamanin Grek ve Roman politikaci-dinci-dilci geçinen gezgincileri,  bu eski Anadolu adini da ayni yöntemle degistirmisler ve kendilerine mal etmislerdir.  Türk dilinin kirilarak baska kaliplara sokulmasi olayi, insanlik tarihinde olasilikla esi hiç olmayan essiz bir medeniyet hirsizligi olayidir.  Böylece eski Tur/Türk/Oguz insaninin Anadoludaki izleri yok edilmis, eskilerden beri yapila gelen propaganda ve beyin yikama neticesi bu hirsizligin üstü kapanmistir. Bunun neticesi olarak çogu insan bilgisizce Anadolunun eski sahiplerinin Rumlar ve Romanlar oldugu yanlis bilgisine kapilmislardir.  Isin garip tarafi gerçegi bilmeyen günümüz Türk insani da "he buralar eski çaglarda hep Greklerin, Romanlarin, vs. imis" diyerek kendi atalarinin Anadoluya 1071 lerde gelen bir grup olarak gösterip baskalarinin yanlis ve yaniltici kandirma (propaganda) bilgisinin devam etmesine ve yayilmasina bilgisizlik içinde hizmet etmektedirler.  Görülüyor ki bir ülkenin cografi adlarinin degistirilmesi ve baska bir kaliba sokulmasi o ülkenin yerli insanini tarihten silmek için en uygun ve etken yöntemdir. 



Bu açiklamalarimizin gerçegi temsil ettigini bir daha kanitlamak için, KAPPADOKIA adi ile ilgili olduklari için, iki ayri "Grek" sözcügünü daha gözden geçirelim. Iki Grek sözcügü "KAPAKI" ve "KAPPAKI" adlari altinda veriliyor ki bu adlarin anlami Ingilizce olarak "lid, cover, top" [Divry, 1988, s. 544-545], yani Türkçe olarak "kapak, bas örtusu, bir kabin üstünü örten kapak, basa giyilinen sapka, papak, sivri külah" anlamlarini tasiyor. "KAPAKI" ve "KAPPAKI"sözcüklerinin dilcilik bakimindan KAPPADOKIA adina benzedikleri asikardir. Burada hemen dikkatimizi çekmesi gereken husus sudur ki bu sözde Grek kelimeleri aslinda Türkçe "KAPAK" sözcügünün "Helenlestirilmis halidir. Böylece KAPAKI ve KAPPAKI adlari da aslinda Türkçe olup Türk dilinden kaçirilmistir.

Ayrica KAPPAKI sözcügü harf-be-harf "PAPAK-KI" seklinde incelendiginde karsimiza bu sefer yine Türkçenin Helenlestirilmis "PAPAK" sözcügü çikiyor ki bu da ëzeldenberi dogu Anadolu, Iran ve Kafkasya yörelerinde ve de Orta Asya da pek çok genç erkegin, bilhassa çobanlarin, giydigi bir Türk bas giysisidir. PAPAK kuzu derisinden yapilir, tüyleri bilhassa kivirciklandirilmis, bir giysi olup hem silindir seklinde ve hem de sivri külah seklinde yapilir.  Hatta öyleki AKPAPAK ve KARAPAPK adli Türk boylarimiz bile vardir. Bunu ilaveten  benim dogdugum dogu Anadolu yörelerinde "AL PAPAK" ve "ÇAL PAPAK" gibi deyimlerimiz bile vardir. (Dogdugum köyün halki KARAPAPAK ve de TEREKEME (TÜRKLER) olarak bilinirdi).


 

   

AKPAPAK giyinmis, güzel tebessümü ve piril piril gözleriyle bir Türkmenistan genci.
(TDAV resimlerinden)



 

Nogay Türk gençleri ve AL ile bezenmis görkemli giysileri
(Kizlarin AK kapak önüne islenmis AL üstüne altun bezege ve erkeklerin 
karapapak tepesinde ki AL renkli islemeye dikkatinizi çekmek isterim).
 

 



Gerçekte Osmanlilar zamaninda imparatorluk içinde halklarin gururla giydikleri FES bile bir "AL KAPAK" (Al Papak) tan baska bir sey degildir.  Eski çaglarin Tur/Türk/Oguz dünyasinda "AL BAS" giysisi "AL GÜNESE" inananlarin dini simgesi idi.  

Sivri "külah" (kapak, papak) seklindeki bas giysisi binlerce senedenberi eski Turan insaninin bas giysilerinden biridir  ki bu giysi günümüzde bile Asya Türklerinin folklor giysileri arasindadir.  Bu giysi ayni zamanda gerek Türk kurganlarinin, piramitlerinin, "kümbet" lerinin ve gerekse Türk "minarelerinin" basini süsler.  

 


 
 

Genç Kirgiz kizlarinin KAPAK (PAPAK) seklindeki görkemli bas giysileri

(TDAV resimlerinden) 


 

 


Kafkasya genç Türkleri  muhtesem giysileri ile. 
(Sag öndeki iki erkegin "karapapak" bas gisilerine dikkat edimelidir).
(TDAV resimlerinden)

 



Eski MISIR (MASAR) döneminde, basi piramit seklinde "kapakli" yahut "papakli" MISIR dikili taslari dahi yine ayni bas giysisini tasimaktadir. Bu uzun boylu dikili taslar eski MISIR (MASAR) dilinde "DIKHEN" diye bilinirdi ki bu haliyle Türkçenin "DIKEN" (IGNE) anlamli sözü oluyor. Bu durum ise eski MISIRin 5,000 (besbin) sene evvelinden Türkçe konusan bir Turan toplumu oldugunun bir kanitidir. Dini anlaminda ise bu eski MISIR (MASAR) dikili taslari GÜN-TANRI (günes) adina dikilen abidelerdi. Bilhassa eski Misirda (Masar) han (saray) giris kapisinin iki yanina bu dikili taslardan konurdu. Çok ilginçtir ki Istanbulda TOPKAPI Sarayinin giris kapisinin iki yaninda "külah" (kapak) basli iki kule bulunmaktadir ki bu da eski Masardaki Türk dini töresinin Osmanli TEPE (BAS) sarayinda da devam ettirildiginin belgesidir. 

Böylece, doganin eski Anadolu cografyasinda özenle isleyip canlandirdigi muhtesem görüntülü  "PAPAK KÖY" (KAPPADOKIA) yapitlari Türkçe "KAPAK" ve "PAPAK" tanimlamalarindan baska bir sey deyildirler. Resimler bu gerçegin sahitleridir.  Bu tanimlamalar yörenin Türkçe konusan ilk sahipleri tarafindan yöreye verilmis adlardir ki degistirilerek  KAPPADOKIA haline getirilmistir. 

Kapadokya bölgesinin eski caglarda ( takriben 1800 B.C. - 1200 B. C. arasi) HATTIlere ait oldugu  ve Hitit ülkesinin içinde oldugu söylenmektedir. HATTIler tarihcilerin, kaypak söylemelerinin tersine, Anadolunun diger yerli halklari gibi, Türkçe dilli Tur/Türk/Oguz halki idi.  Bu gerçegi en azindan  Hattilerin ve de Hititlerin "baba" kavrami için "ATTA" sözünü kullandiklari bilinen bir gerçektir ki bu Türkçenin ATA ve ATASI suozlerinin 4000 yil evvelki halidir. Bu sözün bir baska hali "ATTASH" seklinde verilmektedir ki bu haliyle iki anlam tasimaktadir: 1) Türkçe "ATASI" sözüdür; 2) "ATAȘ" (alev) sözüdür.  
 

Hatti zamanindan Anadoluda kalmis adlardan birisi simdilerde "KIZIKIRMAK" diye bilinen nehire verilen ve Greklerce "HALYS" diye tanitilan addir.  "HALYS" adi "HAL-SY" seklinde incelendiginde, adin aslinin Türkçe "AL SU" sözü oldugunu ve degistirilerek Helenlestirilmis oldugunu görüyoruz. "AL SU" degimi ise yine Türkçe "KIZIL SU" (KIRMIZI SU) anlaminda olup Hattilerin Türkçe dilli halk olduklarinin bir belgesidir. Ayni nehire Hattilerin "AL SU" ve günümüz Türklerinin "KIZIL IRMAK" (KIZIL SU) demesi bir tesadüf eseri degildir.  Aksine Hattilerin de Türkçe dilli olduklarinin bir kanitidir.  Bu nedenledir ki Anadolu yerlisi Türkçe dilli olan HATTI lerin Orta Anadolunun bu doga sekillerine (peri bacalarina) teker teker "KAPAK ÖY" (KAPAK EV) ve topluca hepsine birden "PAPAK KÖY" demeleri çok dogaldir. 

Bütün bunlar Türkçenin Anadoluda ne kadar eskilerden beri konusuldugunun gerçek kanitlaridir. "Hint-Avrupa" ve Semitik dillerinin bilinçli sekilde ve yapay olarak Türkçeden üretilmis olduklarinin da bilinciyle, tek heceli ve eklemeli bir dil olan Türkçenin bütün eski dünyaya yaygin ana / ata yani temel dil oldugunu bu sözcüklerin varligindan görüp anliyoruz. Bunlar inkar edemez gerçeklerdir. Iste "KAPPADOKIA" adi da binlerce seneden beri Tur/Türk/Oguz dilini baska kaliplara sokarak kendilerine dil üreten kara din misyonerlerine ait "sihirli el-çabuklugu" töresinin yarattigi adlardan biridir. 
 


 


Selam ve sevgi ile,

Polat Kaya

03 September 2007